18 Mayıs 2012 Cuma

KARMA SERGİLER


SEW-EURODRIVE GEBZE FABRİKA AÇILIŞ SERGİSİ

15 – 22 Haziran 2012

SEW-EURODRIVE, çağdaş Türk sanatını desteklemek için Gebze’deki fabrikasının açılışında 10 sanatçının farklı disiplinlerde ürettiği 17 eser ile sanatseverlerin karşısına çıkıyor.

1995’den beri Türkiye’de çalışmalarını sürdüren SEW EURODRIVE, hareketli otomasyon sistemleri ile dünyada tanınan bir lider şirket konumundadır. Yaklaşık 80 yıldır çeşitli ülkelerde hizmet veren SEW EURODRIVE, sanata olan katkıları ile de ayrıca tanınmaktadır.

15 – 22 Haziran 2012 tarihleri arasında Denizhan Özer küratörlüğünde açılacak olan SEW EURODRIVE fabrika açılış sergisinde çağdaş Türk sanatını temsilcilerinden Mehmet Ayanoğlu, Kemal Tufan heykelleriyle, Sabahat Çıkıntaş, Ali Raşit Karakılıç resimleriyle, Jak Baruh, Zeynep Bingöl Çiftçi, Gül Ilgaz, Burcu Orhon fotoğraflarıyla yer alıyor. Ayrıca Mehmet Kavukçu fabrika alanının orta yerine 2000 kutuyu havadan asarak bir enstalasyon gerçekleştirdi.

Sanatçılar bu sergide günlük yaşamın devingenliğini farklı bir anlayışla irdeleyerek sanat üzerinden bağlantı kurmaktadır.




Zeynep Bingöl Çiftçi, İstanbul 2012, 2012. SEW Eurodrive Koleksiyonu.

Aşağıdaki linkte SEW-EURODRIVE Fabrika Açılış sergisinin videosunu izleyebilirsiniz.

http://www.ekavart.tv/sergiler/diger/seweurodrive-fabrika-acilis-sergisi





“Son Dönem Türk Ressamların Çağdaş Yorumları”
2 Kasım - 25 Kasım 2011 Köstence Tarih ve Arkeoloji Müzesi, Romanya.






“Kişisel Hem De Değil”
14 Eylül - 8 Ekim 2011 Daire Sanat, İstanbul.





Zeynep Bingöl Çiftçi, Manik Otoportre, 2010.

Daire, 14 Eylül – 8 Ekim tarihlerinde galeri sanatçılarından Ali İbrahim Öcal, Çağrı Saray, Esra Carus, Funda Alkan, Gül Ilgaz, Ragıp Basmazölmez, Sibel Horada ve Zeynep Bingöl Çiftçi’nin katılımıyla gerçekleşecek “Kişisel, Hem De Değil” isimli grup sergisine ev sahipliği yapıyor. 

Kişiselin hiçbir zaman tam da özel ve şahsa dair kalmadığı, toplum ve kültürün hem kişinin algısına hem de koşullarına doğrudan ya da dolaylı etkisi olduğu günümüz yaşantısında, sanatçılar da kişisel (içsel) olanı sergilemekle aynı belirsizliği yansıtmış olurlar. Münzevi yaşantının mümkün olmadığı bir yaşantıda, beraber yaşamanın gerektirdiği kuralları düzenleyen kamusal alanın yönetimi ile iç içe olmak her an tesirini hissetmesek de sorgulanınca açıkça görülebilen, kabullenilmiş bir gerçektir. Sanat üretiminde ise eserleriyle kişisel ya da toplumsal olguları sorgulayan sanatçı için de içsel olan hiçbir zaman tam olarak toplumsaldan özerk kalamaz. Sanat eserinin sergilendiğinde bir de izleyenin algısı ile şekillenmesi eserin taşıdığı anlamı katmanlaştırır. Bu durumda sanatçının aynı anda hem içsel hem de toplumsal özellikler taşıyan üretimi, sergileme sürecinde bir anlamda da mahremiyetin teşhirine dönüşmekte ve içsel olanın toplumsallaşması söz konusu olmaktadır. Bu, sonrasında yeniden izleyiciye bireysel anlamda geri dönüşü olan yaşamsal bir süreçtir.

Sanatta kavramsalla estetik anlayışın birlikteliğinin olanaklılığına dikkat çeken 12. İstanbul Bienali’ne eş zamanlı olarak, Daire sanatçılarının bu grup sergisi bu ayırımın beyhudeliğine ve içselle toplumsalı ayırmanın olanaksızlığına işaret ederek Bienale bir göndermede bulunuyor. Dolayısıyla toplumsal yargılardan bağımsız olamayan estetik anlayışımızın da aslında kişiselden çok toplumsal olduğu vurgulanıyor. Bu anlamda, sanatçılar kişiseli ve hatta mahrem olanı toplumsal alanda sergileyerek bu ayırımları bir kez daha kendi bakış açılarından yorumlamaya girişiyorlar.
http://art360istanbul.com/Zeynep-Bingol-Ciftci




“Yüzeyde Aşınmalar”
17 Mayıs -17 Haziran 2011 Art Suites Galeri, İstanbul.




Zeynep Bingöl Çiftçi, Yapım Aşamasında, 2011.

Kente dair olguların temsili sanatın görünür kıldığı ve bir farkındalık yarattığı başat konular arasındadır. Sanatın tarihinde kent ya da kente dair görünümlerin çarpıcı bir formda realist sunumlarından tutun da, ütopik kent tasarımlarına kadar buna şahit olunmaktadır.

Şüphesiz kent belleği farklı geçmiş deneyimleri nedeniyle her bir bireyde farklı imgelerin billurlaşmasına neden olur. Her bir kentli, kentin belirli kısımlarında ikamet eder ya da çalışır ve bu orasıyla ilgili olarak farklı anıların ve dolayısıyla anlamların ortaya çıkmasıyla sonuçlanır.

İşte bu noktada küratörlüğünü Erkan Doğanay’ın üstlendiği, sergi metnini Fırat Arapoğlu’nun kaleme aldığı “Yüzeyde Aşınmalar” başlıklı sergi, farklı yaş, cinsiyet ve kültür gruplarına ait olan 11 sanatçıyla kent ve kente dair imgelerin yarattıkları etkileri görünür kılmayı amaçlıyor. Seçil Büyükkan, Zeynep Bingöl Çiftçi, Erkan Doğanay, Çağdaş Erçelik, Tina Fischer, Deniz Gökduman, İnsel İnal, Coşkun Sami, Fırat Uysal, Serkan Yüksel ve Semih Zeki’nin çalışmaları ile yer alacağı sergi 17 Mayıs – 17 Haziran 2011 tarihleri arasında ART Suites Gallery’de izlenebilir.




“Tılsımlı Haller”
14 Şubat - 14 Mart 2011 The Marmara Pera – Cep Sanat Galerisi, İstanbul.



The Marmara Pera, Cep Sanat Galerisi işbirliği ile “Tılsımlı Haller’’ adlı sergide;
Ahmet SARI, Barış CİHANOĞLU,
Barış GÖKTÜRK, Başak BUGAY, Erdinç BABAT, Eşref YILDIRIM, Emre TAN,
Kadir ABLAK, Nadide ACAR KARACA, Nurdan İSKENDER, Pemra AKSOY,
Seyit Mehmet BUÇUKOĞLU, Sezin TERZİ, Zeynep BİNGÖL ÇİFTÇİ’

 gibi genç kuşak sanatçılarının birbirinden bağımsız çalışmalarını bir araya getiriyor.



Zeynep Bingöl Çiftçi, İstanbul 0046, 2009.

Zeynep Bingöl Çiftçi, İstanbul 0042, 2009.

Çağdaş sanat bugün son derece bağımsız bir arenada yoluna devam ediyor; gündelik hayatın imgelerinden uzak, kendi kural ve karakterlerini kendisinin belirlediği, alternatif bir sahnede yer alıyor. Sanat dergilerinden ikinci sınıf gazete haberlerine uzanan bir süreçte ilerleyerek kendine yer edinen çağdaş sanat diyaloglarının rengi, karışık felsefi söylemleri, kinayeli demeçleri ve tanıtım amacıyla yapılan gösterileri dahi abartılı bir şova dönüştürerek bir nevi popüler kültürün beklentisine cevap veriyor. Konuların, tekniklerin ve de formların daha da bir artan çeşitlilikle vücut bulması adeta insanin başını döndürüyor! Bu çeşitlilik ve çokluk elbette birçok sorunu da beraberinde getiriyor ki sanatın ilk defa karşılaştığı bir durum değildir bu! Değişen dünyada, yalnızca sanatın ve sanatçının anlamı değişmekle kalmaz, şüphesiz bu durumdan her türlü nesne, kişi veya olgu da nasibini alacaktır.

Kavramları alaşağı eden bunca olumsuzluğa rağmen ‘sanatçılık mesleği’ bugün hala popüler bir uğraş ise, bu durumu onun özgür bir alanda serbestçe dolaşmasına ve sanatçıya da bu dolaşımda serbestçe çalışma sahası sunmasına borçludur. İzleyicisine ise ‘kendi sınırları içerisinde’ bağımsız bir değerlendirme fırsatı sunar.

Öte yandan bugün, sanatın ulaşılmazlığı ve de bilinmezliğiyle övünen kitle kültürü, onun tam tersine son derece anlaşılır ve de yalın bir hale geliyor olma ihtimalini de göz önünde bulundurmak zorundadır. Sanatçının bu piyasadan bağımsız olarak ilerlemesini sağlayan az sayıdaki iyi niyetli entelektüel girişim, mütevazi bir şekilde sanatı ve sanatçıyı kuşkusuz bu yeni kitle kültürü’nden çok faklı bir yerde tutacaktır.

Bu doğrultuda Cep Sanat Galerisi işbirliği çerçevesinde kültür ve sanatın merkezi Pera’da konumlanan ve hem lokasyonu hem tasarımı ile misafirlerine eski Pera’yı yaşatarak güncel sanata ev sahipliği yapan The Marmara Pera’da gerçekleşecek ‘’Tılsımlı Haller’’ adlı sergi ; Ahmet SARI, Barış CİHANOĞLU, Barış GÖKTÜRK, Başak BUGAY, Erdinç BABAT, Eşref YILDIRIM, Emre TAN, Kadir ABLAK,
Nadide ACAR KARACA, Nurdan İSKENDER, Pemra AKSOY,
Seyit Mehmet BUÇUKOĞLU, Sezin TERZİ, Zeynep BİNGÖL ÇİFTÇİ gibi genç kuşak sanatçıların birbirinden bağımsız çalışmalarını bir araya getiriyor.

Sergi 14 Şubat-14 Mart 2011 tarihleri arasında ‘The Marmara Pera’da görülebilir.